her an

English Turkish Phrases

give me/her/etc … a/an
(a) en çok hoşlandığı(m), en çok hoşuma/hoşuna giden.
give me a nice old house any time: Güzel
bir eski ev her zaman hoşuma gider. (b) elime/eline geçerse, verilirse.
give her a new toy and she'll destroy it within the day: Eline bir oyuncak geçerse bir günde kırar.
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Translation

  1. at any moment
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

her an feshi kabil sözleşme ilişkisi
estate at will
her an feshi mümkün iltizam sözleşmesi
tenure at will
her an gelebilecek
impending arrival
her an geri istenebilir borç
precarious loan
her an geri talep edilebilecek mülk
precarious possession
her an hazır
always on call
her an iptal edilebilecek vekâletname
mere authority
her an kırılabilir ya da bozulabilir
dicky
her an kullanılmaya hazır para
money in account
her an olabilecek durum
imminence
her an para çekilebilir hesap
drawer's account
her an paraya dönüştürülebilen şeyler
available means Noun
her an satılabilir hisse senedi
unrestricted stocks
her an satılabilir hisse senedi
(US) unrestricted stocks
her an savaşa hazır gönüllü asker
minuteman
her an üye olunabilecek sendika
open union
(menkul değerler) her an alım satımı yapılabilmek
to constitute a good delivery Verb
bir sözleşmeyi her an ihbarsız feshetmek
to terminate an agreement at any time without notice Verb
bir tehlikenin her an yer alabilme olasılığı
immediate of a peril
borsada her an satılıp alınabilir durumda olan senet
tap stock
borsada her an satın alınabilir durumdaki senet
tap stock
Turkish-English phrases from Zargan's own database